Son günlerde kaybolan epilepsi hastası bir kadının hikayesi, sevdiklerinin ve yerel halkın bir araya gelip gösterdiği dayanışmanın ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. 32 yaşındaki B. Y., sabah saatlerinde yürüyüşe çıktıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamaması üzerine, ailesi ve arkadaşları alarm vermişti. Uzun süren kaygılı bekleyişin ardından, sevindiren bir haber geldi: B. Y. bulundu!
Ailenin, B. Y.'nin kaybolduğuna dair yaptığı başvurunun ardından, yerel jandarma ve güvenlik güçleri hemen harekete geçti. B. Y.’nin en son görüldüğü bölgede arama çalışmaları başlatıldı. Yerel halkın yanı sıra sosyal medya aracılığıyla duyurular yapıldı ve herkesin gözünü dört açması istendi. B. Y.'nin kaybolduğu gün, çevresindeki insanın anında müdahale etmesinin ne kadar kritik olduğu vurgulandı. Aile yakınları, “Oğlumuzun arkadaşları ve komşularıyla birlikte, çok sayıda insanın yardımıyla arama çalışmalarımızı sürdürdük. Son derece endişeliydik” açıklamasında bulundu.
Birçok gönüllü, B. Y.’nin bulunabilmesi için sosyal medyada çeşitli hashtag’ler oluşturarak paylaşımlar yaptı. Bu süreçte, B. Y.’nin epilepsi hastası olduğunu bilmeyenler de, bölgedeki aramalara katılarak yaşanan bu olaya duyarlılık gösterdi. Arkadaşları ve sevdikleri, kaybolma gününden itibaren her akşam açık alanlarda bir araya gelip dualar etti ve destek verdi.
Yaklaşık üç gün süren arama çalışmalarının ardından, sevinçle beklenen haber geçtiğimiz gün ulaştı. B. Y., kaybolduğu bölgedeki ormanlık alanda bulundu. İlk değerlendirmelere göre sağlığı iyi olan B. Y., psikolojik olarak zor bir süreç geçirmiş olsa da ifade ettiğine göre doğayla baş başa kalmanın kendisine iyi geldiğini söylemiş. Kaybolduğu süre zarfında yerel hayvanlar ve doğal çevreyle bir tür huzur bulduğunu belirten genç kadın, hastalığı ile başa çıkmanın yollarını aradığını vurguladı. Arama çalışmalarında yer alan herkesin kendisini düşündüğünü ve desteklerini hissettiğini belirterek, “Onların sayesinde buradayım. Çok minnettarım” ifadesini kullandı.
B. Y.’nin hikayesi, toplumun dayanışma ruhunun güzelliğini gözler önüne sererken, benzer durumlar karşısında neler yapılabileceği konusunda da önemli dersler verdi. Epilepsi hastalarının kaybolma riski göz önünde bulundurularak, toplumsal farkındalığın artırılması ve bu konuda eğitimlerin verilmesi gerektiği tartışmaları gündeme geldi. Yerel sağlık kuruluşları da, epilepsi hastaları için yapılacak bilinçlendirme etkinliklerinin önemini vurguladı.
Kaybolma vakalarındaki artış, her bireyin sorumluluk alması ve toplumsal bir bilinç yaratılması gerektiğini gösteriyor. Ailelerin, epilepsi gibi kronik hastalıkları olan bireylerine karşı dikkatli olmaları ve gerektiğinde destek koşullarını en üst seviyeye çıkarmaları son derece önemli. B. Y.'nin hikayesi, umut, sevgi ve dayanışma ile nelerin başarılabileceğinin bir başka gözler önüne serilmiş örneği olarak hafızalarda kalacak.