24 Ekim 2023 tarihinde Erzincan'da meydana gelen 5.9 büyüklüğündeki deprem, bölgede paniğe ve endişeye yol açtı. Türkiye'nin önde gelen jeologlarından Naci Görür, depremin ardından sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile dikkatleri üzerine çekti. Görür, Erzincan'daki bu doğal olayın yalnızca yerel halkı değil, tüm ülkeyi etkileyebilecek potansiyel riskler barındırdığını dile getirerek, toplumun depreme hazırlıklı olması gerektiğini vurguladı.
Naci Görür, depremin büyüklüğünü ve oluşumunu değerlendirirken, Erzincan'ın tarihi boyunca birçok büyük depreme tanıklık ettiğini hatırlattı. 1939'daki büyük Erzincan depremi, 66,000'den fazla insanın hayatını kaybetmesine neden olmuştu. Görür, bölgede şu anki durumun ciddiyetine dikkat çekerek, "Yer altındaki fay hatları oldukça aktiftir. Bunu göz ardı etmemeliyiz." ifadesini kullandı. Naci Görür, aynı zamanda deprem sonrası altyapı hasarlarını da değerlendirdi. Yıkılan binalar ve altyapı sorunları konusunda, yapıların depreme dayanıklı olup olmadığının kontrol edilmesi gerektiğini belirtti. "Gelecek depremler için hazır olmalıyız." diyen Görür, özellikle stres testi yapılmamış eski binaların gözden geçirilmesinin önemini vurguladı.
Görür, depremlere karşı toplumda bir farkındalık yaratılması gerektiğini de aktardı. Deprem bilincinin artırılması amacıyla eğitim programlarının eksik olduğunu dile getiren jeolog, "Her birey, deprem anında ne yapması gerektiğini öğrenmeli. Bu, can kaybını önlemek için en önemli adımlardan biri." şeklinde konuştu. Naci Görür, çocuklar ve gençler için okullarda deprem tatbikatlarının düzenlenmesi ve ailelerin de evde acil durum planları yapmasının son derece önemli olduğunu ifade etti. "Deprem hazırlığı yalnızca kamu kurumlarının işi değil, her bireyin sorumluluğudur." dedi. Görür, ayrıca yerel yönetimlerin de bu konuda aktif rol alarak, ilgili çalışmaları başlatmasını ve sürdürülebilir güvenli yapıların teşvik edilmesi gerektiğini söyledi.
Sonuç olarak, Naci Görür'ün açıklamaları, Erzincan depremi ardından, halkın bu tür doğal afetlere karşı hazırlıklı olmasının önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Depremler ne yazık ki günümüzde kaçınılmaz bir gerçek; ancak gerekli önlemlerle can kayıplarını minimize etmek ve toplum olarak dayanıklı bir yapıda olmak mümkündür. "Unutmayalım ki, hazırlıksız yakalanmak, ileride daha büyük acılarla sonuçlanabilir. Hem bireyler, hem de toplum olarak buna hazırlıklı olmalıyız." diyerek sözlerini sonlandırdı.