Yangınlar, birçok hayatı altüst eden, yıkıcı felaketlerdir. Son yıllarda, doğal felaketlerin sıklığı ve şiddeti giderek artarken, yarattıkları etkiler de tartışma konusu olmaya başladı. Ülkemizde de sıkça yaşanan bu felaketlerin birinde, yangının ortasında kalan bir adamın yaşadığı dehşet verici deneyim, herkesin yüreğini burktu. İsmail Yıldız, geçtiğimiz hafta meydana gelen büyük bir orman yangınında, hayatının en zor anlarını yaşadığını anlattı. Yıldız, “Etim eriyormuş gibi yandığımı hissettim” diyerek yangın sırasında hissettiği korkunç acıyı gözler önüne serdi.
İsmail Yıldız, yangının olduğu bölgedeki bir çiftlikte yaşamaktaydı. Kendisi, ekmek parası kazanmak için gün boyu tarlada çalışıyordu. Ioğlu, o gün her zamanki gibi tarlasında çalışırken, aniden ateşin ortaya çıktığını söyledi. "Bütün dünya birden alevlere büründü. Gözlerime inanamadım; ağaçlar, bitkiler ve hayvanlar... Her şey yanıyordu" diyerek yaşadığı dehşeti aktardı. Alevlerin hızla büyüdüğünü gören Yıldız, hemen bölgeden uzaklaşmaya çalıştı ancak kaçış yolu alevler tarafından kapatılınca, panik içinde kalakaldı. "O an sadece hayatta kalmak istedim. Ne yapacağımı bilemedim" dedi.
Yıldız, o an yaşadığı korkunun yanı sıra, vücudunda hissettiği acıyı da tarif ederken, “Sanki etim eriyormuş gibi yanıyordum. Alevlerin sıcaklığı öyle şiddetliydi ki, adeta ruhum bedenimden ayrılacakmış gibi hissettim” ifadelerini kullandı. Yangın söndürme çalışmaları sırasında, yangınla mücadelenin ne kadar zor olduğunu da aktaran Yıldız, “Ekipler gelene kadar yangın benim etrafımda her tarafı sardı. O an ne kadar çaresiz olduğumu anladım. Özellikle onları beklerken geçen o bir kaç dakika, benim için bir ömre bedeldi.” dedi.
Yangın sonunda, yanındaki diğer çiftçi arkadaşlarıyla birlikte, söndürme ekipleri geldiğinde, ormanda büyük bir hasar meydana gelmişti. İsmail Yıldız, o an yaşanan dehşeti ve korkuyu bir kez daha tecrübe etmek istemediğini belirtirken, hayatta kalma mücadelesinin ona ne kadar kıymetli bir hediye sunduğunu fark ettiğini söyledi. “O yangın sonra bana hayatta kalmanın ne kadar değerli olduğunu hatırlattı. Her şeyin çok çabuk yok olabileceğini anladım” diyerek, hayatındaki değişimi dile getirdi.
Yangın sonrasında, bölgedeki hemen hemen herkes yangından etkilenmişti. Kimi evini, kimi iş yerini, kimi de sevdiklerini kaybetmişti. İsmail Yıldız, yaşadığı bu deneyimle birlikte, toplumun yangınlar konusunda bilinçlenmesinin önemine de vurgu yaptı. “Bir yangın çıkmadan önce, tedbirleri almak çok önemli. Üzerime düşen sorumluluğu biliyorum. Bir an önce bu konuda etkin çalışmalar yapılmalı. Yangın, bir felaket olabilir ama bizler tedbir alarak bu durumu minimize edebiliriz” şeklinde konuşarak topluma da seslendi.
İsmail Yıldız’ın yaşadığı bu olay, yalnızca onun değil, birçok insanın hayatını etkileyen büyük bir sorun hakkında önemli bir hatırlatma niteliği taşıyor. Orman yangınlarıyla başa çıkabilmek, hem bireyler hem de toplumsal olarak alacağımız önlemlerle mümkün. Yangınların sonuçlarını görmek, bu sürecin içinde yer alan herkes için büyük bir farkındalık yaratabilir. Yangınlar, sadece doğaya değil, insanların ruhlarına da derin yaralar açar. Bu tür olayların tekrar yaşanmaması için daha kapsamlı bir çalışma ve toplumsal bilinç oluşturmak kaçınılmaz bir gerekliliktir.
İsmail Yıldız’ın hikayesi, aslında birçok insanın yaşadığı korkunç ve travmatik bir deneyimi yansıtmaktadır. Yangınlar kişisel mücadelelerimizi, sevdiklerimizi koruma arzumuzu, ve en önemlisi hayatın kıymetini anlamamızı sağlayan birer ders niteliği taşımaktadır. Yangın günlerinden sonraki günlerde hayatta kalmanın ve geleceğe umutla bakmanın önemini anlayan insanların sayısı artarken, bu deneyimlerimizin birer bilinçlendirme aracı haline gelmesi hepimizin görevidir.