Hastaneler, insanların sağlık sorunlarına çözüm aradıkları güvenli limanlar olarak düşünülse de, bazen yaşanan ciddi hatalar, hayatları derinden etkileyen sonuçlara yol açabiliyor. Son günlerde yaşanan bir olay, sağlık sistemine olan güveni sarsan bir kara tabloyu gözler önüne serdi. 16 yaşındaki bir gencin yaşadığı trajik olay, teşhis aşamasında yapılan ihmalin sonuçlarını gözler önüne serdi. Aile, bu talihsiz durumu konuşmak üzere avukatları ile birlikte basın toplantısı düzenledi ve yaşananları dile getirdi.
İstanbul'da ikamet eden 16 yaşındaki Mert Y., yaşadığı yoğun karın ağrısı ile hastaneye başvurdu. Ailesi, gencin kısa sürede acil serviste muayene edilmesini sağlasa da, burada verilen teşhis büyük bir yanılgıydı. Doktorlar, yaşadığı belirtileri basit bir ağrı olarak değerlendirdi ve birçok test sonucuna rağmen, öncelikli bir rahatsızlık tespit edemediler. Fakat aradan geçen günlerde Mert'in durumu daha da kötüleşti. Hemen hemen her gün hastaneye gitmesine rağmen, sık sık hekimler tarafından farklı teşhislerle karşılaştı. Mert’in karın ağrısı, giderek dayanılmaz bir hale geldi. Pain uyuşturucular dahi işe yaramazken, genç, sonunda tedavi edilmediği için acı çekerek günlerini geçirmeye başladı.
Gencin yaşadığı bu durum hakkında konuşan annesi, acil serviste geçirdiği süre boyunca nasıl bir umutsuzluk içine düştüklerini dile getirdi. "Her seferinde hastaneye gittiğimizde tekrar tekrar aynı şeyleri söyledik. Ama kimse ciddiye almadı. Testlerin sonuçlarına göre, neler yapmamız gerektiğini tartıştılar ama hiçbir şey çözülmedi." dedi. Aradan birkaç hafta geçtikten sonra, çocuğun rahatsızlığı daha kötü bir aşamaya geldi; Mert'in testi ile ilgili sorunlar belirmeye başladı. Sonunda, bir gün hastaneye gittiğinde, yapılan tetkiklerin ardından acil bir operasyon gerektiği sonucuna varıldı. Ancak süreç çoktan ilerlemişti ve gereksiz gecikmeler yüzünden sonuçlar kötüleşmişti.
Gencin tedavi sürecine ilişkin yaşanan bu karmaşa, sadece bir teşhis hatası olmanın ötesine geçti. Mert'in yumurtalığı, ciddi bir enfeksiyon nedeniyle hasar gördü ve sonuç olarak gencin testisi alındı. Ailenin avukatı, bu olayın sadece bir tesadüf değil, aynı zamanda düşünülmesi gereken bir sistem hatası olduğunu belirtti. "Birçok hekim tarafından göz ardı edilen bu durum, tam anlamıyla bir hekimlik hatasıdır. Yaşanan ihmal, bir gencin hayatının değişmesine sebep oldu. Bu durumu asla kabul etmiyoruz." dedi. Aile, şikayette bulunma ve yasal süreci başlatma kararı aldı. Gencin testi kaybı, sadece fiziksel bir kayıptan ibaret değil; aynı zamanda psikolojik bir travmanın da göstergesi olarak ortaya çıkıyor. Aile, başvurulan tedavi yöntemlerinin yetersiz olmasının yanı sıra, sürecin dikkatle izlenmemiş olmasının da üzüntüsünü yaşıyor.
Yetkililer, yaşanan bu trajik olayı incelemek üzere bir komisyon kuracaklarını belirtti. Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, "Her hastanın durumu ciddiyetle değerlendirilmelidir. Gerekli araştırmalar yapılacak ve gerekli dersler çıkarılacaktır." denildi. Bu tür hataların önlenmesi amacıyla eğitimlerin artırılması ve acil durum yönetiminin daha etkili hale getirilmesi gerektiği vurgulandı. Aile, yaşanan olaydan sonra kendilerine 'güvenilir doktor' duygusunun kaybolduğunu belirterek, bu tür acıların bir daha yaşanmaması gerektiğinin altını çizdi.
Mert’in hikayesinin bilimsel ve etik boyutlarıyla birlikte düşünülmesi gerektiği belirtiliyor. Sağlık hizmetlerinin oldukça önemli olduğu bu dönemde, ihmallerin önüne geçilmesi için hem sağlık çalışanlarına hem de bireylere büyük görevler düşüyor. Bu olay, sağlık alanındaki yetersizliği ve özellikle de genç hastalar üzerindeki etkisini vurgulamak için bir uyarı niteliği taşıyor. Aile, sadece Mert için değil, duygusal ve maddi olarak kayıplar yaşayan diğer hastalar için de adalet arayışında kararlılıkla ilerlemeye devam edecektir.
Sonuç olarak, Mert’in yaşadığı süreç, sağlık sisteminde yapılması gereken reformları yeniden gündeme getirirken, hepimizin sağlık sistemine olan güvenini sarsabilir. İleriye dönük olarak, tedavi sürecinin her aşamasında hassasiyetin artırılması ve sağlık emekçilerinin eğitimine daha fazla önem verilmesi gerektiği aşikâr. Bu tür olayların tekrarlanmaması için, gerekli önlemlerin alınması ve tüm sağlık çalışanlarının etiklik sınırları içinde çalışmalarının sağlanması büyük önem taşıyor.